Begüm Erçin

Yoktan kendilerini var eden, oldukça çalışkan, azimli ve hiç yorulduklarını görmediğim bir anne babanın ikinci çocukları olarak 1982 yılında Ankara’da dünyaya geldim. 

 

Anne ve babamın alanlarında ilklerden olan iki büyük firmasının kuruluşuna şahitlik ederek büyüdüm. Bu sebeple, tahmin edeceğiniz gibi çalışmak ve üretmek ailemden öğrendiğim ilk ve en önemli değerim haline geldi. Fakat bu azmin ve önceliğin beraberinde gelen mükemmeliyetçilik; erteledikleri yaşantılarının ve duymayı erteledikleri bedenlerinin; duyduğumuzda tahtalara vurduğumuz hastalıklardan bazılarının kapımızı çalmasına neden oldu. Bu ana kadar sağlığın her şeyden daha büyük bir öncelik olması gerektiğine uyanamamıştık.

 

1992 senesinde ilk uyanın çağrımız babamın kalp ameliyatı ile geldi. 44 yaşında büyük bir kalp ameliyatı geçirmiş ve hayat enerjisini, üzerine geçirdiği iki kalp krizinde bile kaybetmemiş olmasına rağmen var olan yaşam düzenini değiştirmesi gerektiğine dair mesajlar gelmeye devam etti. 1994 senesinde, sayılı yaşam günü verilmiş bir annenin gözlerindeki hayat doluluğu, yaşama sevincini bugün gibi hatırlıyorum.  “Merak etmeyin ben hallederim, rujumu verin bana” diyordu dört sene devam edecek oldukça ağır bir tedavi sürecine girdiğinden bihaber. Bu süreçte bir gün bile söylenmediğine, mutluluğundan vazgeçmediğine, hayallerini ertelemediğine ve sanki bir diğer evladı gibi gördüğü işini aksatmadığına şahitlik ederim. Muhtemelen ben bu satırları yazarken o yoga dersinden çıkmış, aksam gideceği dans dersine hazırlanıyordur.

 

Benim sağlığın, beden ve zihin birlikteliğinde ancak dengede olduğuna inancım işte tam olarak bu dönemde başladı. MD Anderson Hastanesinde, annemizin tedavisi devam ederken, ablam ile tedavi gören diğer Türk hastalara gönüllü olarak destek veriyorduk. Çok kaybımız oldu ve çok da zaferimiz. 

 

Net olarak idrak ettiğimiz tek bir şey vardı ki, her ne hastalık ile sesleniyorsa bedeniniz size, ruhunuzun ve zihninizin algısı doğru tedavinin başarısının tek sırrıydı.

 

O zamana kadar okuduğum, beni büyütmüş romanların ve klasiklerin yerini sağlık ve psikoloji kitapları almaya başladı. Derin bir merakla insan zihni ve davranış bilimleriyle alakalı bulabildiğim her yayını okumaya ve araştırmaya başladım. En keyif aldığım ise çevremdekilere anlatmak ve öğrendiklerimi paylaşmaktı. 

 

Dönemin popüler bölümü olması ve öğrenilmiş birtakım olgular sebebi ile Bilgi Üniversitesi İşletme Bölümünü 2004 yılında bitirdim. Her ne işle uğraşırsam uğraşayım sağlık ve gelişim üzerine okumalarım araştırmalarım hiç bitmedi. Aynı zamanda öğrendiğim her şeyi çevremdeki herkese anlatma gayretim de.

 

Bir gün bir yemekte bir dostumun “O kadar aşk ile yapıyorsun ki bunu profesyonel bir kimlik altında yapmalısın ve daha çok insana dokunmalısın…” öğüdü benim 2014 yılında ID Danışmanlık kurucusu mentörüm merhum Hatice Yildiran ile tanışmama vesile oldu. Aynı yıl içinde farkındalık, gelişim ve dönüşüm yaşam koçluğu üzerine ICF onaylı eşsiz bir eğitimi tamamladım. 

 

Takip eden günlerde çok sevgili ablacığımın o güne kadar ismini bile duymadığımız bazı otoimmun hastalıklarla mücadelesinde beslenmesinin ne kadar hayatının kalitesini değiştirdiğini keşfetmiştik. Dönemin doktorlarını ikna edemesek de bu benim beslenme üzerine daha derin bir eğitim almama sebep oldu ve Ingiltere Blackford Institute’ dan beslenme uzmanlığı eğitimini tamamladım. 

 

Bu eğitimim devam ederken Harvard Extension School beslenme ve sağlıklı yaşam üzerine eğitimler açmaya başladı. Aldığım ilk ders “Myths and Paradigms of Nutriton” beslenme ve insanoğlunun gelişimi, bugüne kadar uygulanmış veya popüler olmuş tüm diyet akımlarının insan sağlığı üzerindeki iyi/kötü etkilerini yine bilimsel çalışmalar üzerinden öğretiyordu. Yediklerimizin günlük refahımızı, zihinsel ve fiziksel performansımızı ve uzun vadeli sağlık veya iyileşme hedeflerimiz üzerinde ne kadar etkili olduğunu, diyetimizi nasıl optimize edeceğimizi anlamak, gıdaların ve besinlerin vücudumuz üzerindeki etkisi hakkında verilen derinlemesine bilgi beslenme uzmanlığı eğitimini çok farklı bir derinliğe taşıdı.

 

Dersimizin profesörü ile yaptığımız bir sohbetimizde Lifestyle Medicine Coaching diye bir yaklaşım ile tanıştım. Harvard Extension School’da yeni açılmış bir eğitim olan Lifestyle Medicine tedavide koçluk bakış açısını benimsiyordu. Bu yaklaşım hem hasta iyileşme hızında hem de doktor başarı oranında oldukça ciddi bir yükselme sağladığı için artık tıp eğitiminin bir parçası olmaya başlamıştı. “Lifestyle Medicine” sağlıklı yaşam tarzını kronik birçok hastalığın (kalp hastalığı, diyabet, inme, obezite, bazı nörolojik durumlar ve bazı kanserler) önlenmesi ve tedavisi için yapılan destek uygulamalar ve müdahaleler bilimi olarak açıklayabiliriz. Geleneksel klinik tedavi ve önlem uygulamalarına temel yaşam tarzı unsurları üzerinden bilimsel olarak yaklaşarak bireyler ve sağlık hedefleri arasına “hızlı tren” kuran kanıta dayalı bir uzmanlık alanı da diyebiliriz. Davranış değişikliğinde en etkili yöntem olan kanıta dayalı koç yaklaşımı tekniklerini kullanıyor. Yaşam tarzı müdahaleleri arasında fiziksel aktivite, beslenme, uyku, stres yönetimi ve dayanıklılık, gevşeme/rahatlama teknikleri, olumlu ve olumsuz duygu durumlarının farkındalığı, sosyal bağlantılar ve kimyasal bağımlılıklar yer alıyor. 

 

2015 yılında oldukça etkilendiğim bu yaklaşım, başarı oranı ve öğrendiğim onca kıymetli bilgiyi paylaşmak için sabırsızlandığım bir dönemde Integrative Institute of Nutrition ile karşılaştım. Bu okul yüksek kaliteli, besleyiciliği yoğun gıdaların önemini ve 100’den fazla farklı beslenme teorisini yine bütünsel olarak ele alıyor ve beslenmenin gıdanın çok ötesinde olduğunu, vücudu besleyen her şeyi içerdiğini anlatıyordu… Bugüne kadar aldığım tüm eğitimleri bir çatı altında toplayan bu eğitimi heyecanla 1 yıl içerisinde tamamladım ve 2017 Mart ayında NBHWC ve ICF onaylı Sağlık Koçu sertifikamı aldım…

 

Yine IIN üzerinden 2018 yılında Mikrobiyota Sağlığı Uzmanlığı, 2019 yılında Emotional Eating Psychology ve 2020 yılında Hormon Sağlığı Uzmanlığı üzerine eğitimler aldım.

 

Bu eğitimler sırasında EFT (Emotional Freedom Technique), CBT (Cognitive Behavioral Therapy) ve Pozitif Psikoloji Uygulayıcısı eğitimlerini tamamlayarak koçluk süreçlerime entegre ettim.

 

2022 yılında ICF PCC ünvanını almaya hak kazandım.

 

2018 yılından beri danışanlarım ile sağlıklı yaşam, kilo alma/verme, kronik rahatsızlıklardan korunma, var olan kronik hastalıkları ve doktorları ile eş zamanlı çalışarak tedavi süreçlerini hızlandırma ve yaşam kalitesini arttırma üzerine çalışmalar yapmaktayım.